26 Ocak 2011 Çarşamba

Korkmalımı ?



     Korku dediğimiz nedir ki ? Basit hayatsal bileşkelerin ters yansımaları değilmidir ? Yada yıllar boyu araştırılıp ta bulunamayan, her denemede çürüyen tezlerin ulaşılmaz sonucumudur yoksa... Peki korkmak sadece insanlar içinmidir yoksa bütün varlıklarda mevcutmudur, bunun anlaşılmasının bi ihtimali varmıdır acaba çok merak ediyorum. Nereye kadar korkabiliriz, korkunun sonu ölüm mü gerçekten, peki neden ?
    
     Hiç bir anlam ifade etmeyen şeylerden ne kadar çok korkuyormuşuz meğer. Bilmeden düşünmeden hareket ederken korkmadığımız gibi neden korkunun çemberi içinde sızlanıyoruz. Her kötü anımızda her yalnız kaldığımızda her sıkıntımızda. Hep bir korku var içimizde yada korkutmayı başaran. Hayatın gerisinde kalmakmı yoksa kendi benliğimizmi.İstediklerimizin sonucu değilmidir korkularımız. Acımasızlığımızın yada acıma duygumuzun yansımasımı... Sanırım büyük korkular tek kalan ruhlar içindir, tek kalan ,tek kalacak, tek kalmaya mahkum... Mahkum olduğumuz tekliğin eseri değilmidir korku? her zaman arayışların boşa çıkması , karanlığın içinden hep bir umutsuz karanlık daha çıkması, peki ya ışık nerde ? Sanırım bunu hiç bir zaman öğrenemeyeceğimiz bir şey.
     Korku dedim , derken bile içimin ürpermesi çokmu normal acaba. Karanlığın içinden birşeyler çıkacakmış gibi düşünmek, aklımızın olmayan şeyleri düşündürmesi, olmaması gerekenlerin olması, bunlarmıdır acaba korku denilen hastalığın etkileri. Ya da ebediyen tek kalma korkusu, tek bırakılma, karanlığın içinde tam ortasında tek bulunma, Sen ve Karanlık .... Başka birşey yok sadece sen , karanlık ve ikinize eşlik eden düşünceler.Belki bir parça umutla kurtulacağız bu karanlıktan, gecenin bir yarısından sabahın ilk ışıklarını bekler gibi umut ederek.Beynimizin akımıyla savaşarak ayakta kalmak, karanlığa ve onun kırbacı olan korkuya yenilmeden, umut ederek güneşi beklemek, çok mu zor ? Bu da aranılıpta bulunamayan cevaplar gibidir yada bilinipte düşünülemeyen bilgiler gibi... 
     Sanırım korkunun esiriyiz ve ebediyen öylede olucaz, nesilden nesile, türden türe, ırktan ırka...
Hepimiz korkunun kırbacı altında hayatlarımızın kuytularına kaçacağız, zamanımız gelene kadar, korkularımız son bulana kadar bu ızdırabı çekmek zorunda kalacağız...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder